Okuma Süresi: < 1 dk.
COVID-19 krizi İkinci Dünya Savaşı döneminden bu yana küresel ölçekte en yaygın etkiyi gösteren ve bu itibarla ülkeleri, uluslararası yapıları, şirketleri ve hatta süreçleri tesiri altına alarak uzun dönemli sonuçları beraberinde getiren bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Virüsün etkisi altına aldığı insanlığın yaşam alanında artık pek çok şey “eski normal” olarak adlandırılmakta, ekonomik alanda sebep olduğu resesyon ise ulus devletlerin yaşamsal çıkarlarını derinden sarsmaktadır. Pandemi, bilinen kriz yönetimi metotlarını işlevsiz kılarak gelişmiş, gelişmekte olan veya az gelişmiş kategorisinde yer alan devletleri ayırım gözetmeksizin çok kısa zaman diliminde izole bir yaşam tarzına yönlendirmiş, bu nedenden dolayı Avrupa Birliği gibi örgütlü yapılarda mevcut kırılganlıkların artmasına yol açmıştır. Bu bağlamda yarattığı siyasi sorunlarda alışılagelmiş karar verme mekanizmalarını devre dışı bırakarak siyasilerin dışında sağlık temelli karar verme dinamiklerinin devreye alınmasına yol açmıştır. Eğitim sektörü, sosyal yaşam, çalışma hayatı (yargı, askerlik dahil), seyahat özgürlüğü, vb. gibi birçok alanda sağlık kökenli danışmanların siyasi karar vericiler tarafından alınan kararlar üzerinde belirleyici rol oynadığı ve bir süre daha etkisini hissettireceği öngörülmektedir.
Dr., Uluslararası İlişkiler Bölümü, Başkent Üniversitesi
İngiltere Büyükelçisi
Prof. Dr., Başkent Üniversitesi, Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi
Prof. Dr., İktisat Bölümü Başkanı, MEF Üniversitesi
Doç. Dr., Berlin School of Economics and Law
Telif@UIKPanorama
Çevrimiçi olarak yayımlanan yazıların tüm telif hakları Panorama dergisine aittir. Aksi belirtilmediği sürece, yayımlanan yazılarda belirtilen görüşler yalnızca yazarına/yazarlarına aittir. UİK, Global Akademi, Panorama Yayın Kurulu ile editörleri ve diğer yazarları bağlamaz.