Türkiye’de Güvenilir Enerji Tedariği ve Dış Politika Algısı Arasındaki Senkronizasyon – Kenan Aslanlı
Ukrayna savaşı ile şiddeti artan küresel enerji krizi ve
enerji kaynaklarının dış politika amaçları doğrultusunda “araçsallaştırılması”
Türkiye gibi enerji ithalatçısı ülkeler için tedarikçi ülkelerin güvenirliğini
ön plana çıkarmaktadır. Enerjide dışa bağımlılık oranı yüzde 70 civarında olan
Türkiye için bu durumun toplum tarafından nasıl algılandığının yanı sıra enerji
tedarikçisi ülkelerin (Rusya ve İran gibi) güvenirliğinin de toplum nezdinde
nasıl değerlendirildiğinin ölçümü önemlidir. Bu kapsamda alanında ilk olma
özelliği de taşıyan KONDA Araştırma ve Danışmanlık A.Ş. tarafından 2022 yılının
Eylül ayında yayımlanan “Türkiye’de Enerji Tüketimi ve Ekonomi Araştırması”
raporu çok önemli veriler sağlamaktadır.
Raporda yansıtılan ve örneklem olarak 2510 kişiyle
görüşmelere dayanan sosyolojik araştırma sonuçlarına göre “Türkiye’nin
enerji konusunda en büyük sorunu sizce nedir?” sorusuna cevap veren
katılımcıların yüzde olarak en büyük oranı (%55) “enerjide ithal kaynaklara
bağımlılık” sorununu Türkiye’nin enerjide en büyük sorunu olarak
nitelendirmiştir. Katılımcılar %64 gibi yüksek bir oranda Türkiye’nin enerjide
dışa bağımlı olmasından “çok endişeli” olduklarını
belirtmiştir. Hatta toplumda enerjide dışa bağımlılık sorunu enerji
fiyatlarının pahalı olmasından da daha büyük sorun olarak kabul edilmektedir.
Yani Türkiye’nin toplumsal enerji güvenliği algısında enerji kaynaklarına
erişim (accessibility) boyutu enerji tedariğinin uygun fiyatlarla
sağlanması (affordability) boyutunun önüne geçmiştir. Enerjide dışa
bağımlılığın toplum nezdinde bu denli sorunlu bir mesele olarak görülmesinde
enerji fiyat şoklarından etkilenmek gibi ekonomik nedenlerle birlikte, enerji
ithalatı yapılan ülkelerin çoğunlukla jeopolitik gerilimli bölgelerde olması ve
Türkiye ile dış politika ilişkileri açısından insanlara güven vermemesi gibi
politik nedenler de mevcuttur. KONDA raporunda 10 ülkeden enerji ithalatının
“doğru” veya “yanlış” olduğu insanlara sorulmaktadır. Bunlar Türkiye’nin fosil
yakıtlar (doğal gaz, petrol, kömür) aldığı başlıca ülkeler olan Rusya, Azerbaycan,
İran, Irak, Cezayir, Katar, Suudi Arabistan, ABD, Kazakistan ve Kolombiya’dır.
Özellikle, küresel enerji krizi ve Rusya’nın Ukrayna
savaşından önce ve sonra enerji politikası bağlamında davranışı doğal gaz
tedarikinde enerji arz güvenliğinin önemini gözler önüne serdi. Türkiye Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından yayımlanan resmi istatistiklere
göre 2021 yılında Türkiye’nin doğal gaz ithalatının %45’i Rusya (2022 yılı Ekim
ayında %29), %16’sı İran (2022 yılı Ekim ayında %21), %14’ü ise Azerbaycan’dan (2022
yılı Ekim ayında %24) gelen boru hatları üzerinden karşılanmıştır. Bu
Türkiye’nin yıllık doğal gaz ithalatının yaklaşık %75’ine tekabül etmiştir.
Geri kalan %25’lik bölüm ise Cezayir, Nijerya, Katar, Mısır ve ABD gibi
ülkelerden sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatı ile tedarik edildi.
KONDA araştırma raporu Türkiye’nin doğal gaz ve diğer fosil yakıtlar ithal
ettiği ülkelere enerji arzı bağlamında bağımlılığın toplumda hangi ölçüde
rahatsızlık yarattığını göstermektedir.
Türkiye toplumu nezdinde enerji kaynakları ithalatı
bağlamında en güvenilir ve en az riskli ülke olarak Azerbaycan görülmektedir
(katılımcıların %66’sı bu ülkeden enerji alımını “doğru” buluyor). Güvenilirlik
ve toplumsal olarak kabul görme açısından ikinci sırada Orta Asya Türk
Cumhuriyetlerinden Kazakistan geliyor (katılımcıların %45’i buradan enerji
alımını “doğru” buluyor). Diğer tüm ülkeler ile ilgili enerji ithalatı ve
enerji bağımlılığı toplum nezdinde daha olumsuz karşılanmaktadır. İran’dan
enerji kaynağı alımını araştırmaya katılan insanların %40’ı, “yanlış”, %32’si
“doğru” bulmaktadır. Irak, Katar, Cezayir ve Suudi Arabistan gibi Arap ülkeleri
ile ilgili de enerji ithalatı ve bundan kaynaklanabilecek enerji bağımlılığına
toplumun olumsuz yaklaşan bölümü olumlu yaklaşan kesimden daha büyüktür. Rusya
ve Katar ile ilgili araştırma sonuçları hemen hemen aynı sonuçları ortaya
çıkarmıştır (%43 olumsuz, %30-31 olumlu, %26-27 kararsız). Toplum nezdinde en
güvenilir olmayan ve en riskli enerji tedarikçisi ise ABD’dir (katılımcıların
%70’e yakını bu ülkeden enerji alımını “yanlış” buluyor).
Bu sonuçlar Kadir Has Üniversitesi (KHÜ) tarafından Eylül
2022’de yayımlanan “Türk Dış Politikası Kamuoyu Algıları Araştırması”
raporunda yer alan “Türkiye’nin dostu olan ülkeler” sıralaması ile büyük
ölçüde örtüşmektedir. KHÜ araştırmasında toplum tarafından Türkiye’nin dostu olarak algılanan
bir numaralı ülke Azerbaycan, dost ülke olarak toplumsal desteği en az olan 3
ülkeden biriyse ABD’dir. Rusya’yı Türkiye’nin dostu olarak gören insanlar
araştırmaya katılanların sadece %20’si, İran’ı dost olarak görenlerin oranı ise
sadece %16 olmuştur. KONDA araştırması gibi KHÜ araştırmasında da Türkiye
kamuoyunda Türk Cumhuriyetlerine yönelik olumlu algı, Arap ülkelerine, İran ve
Rusya gibi bölgesel aktörlere ve Batı ülkelerine yönelik göreceli olarak daha
olumsuz algı ortaya çıkmaktadır. Belirli ülkelerden (Azerbaycan, Irak, İran,
Katar, Rusya, Suudi Arabistan, ABD) yapılan enerji ithalatına olumlu yaklaşım
oranı ile aynı ülkeleri Türkiye’nin dostu olarak kabul etme oranı arasındaki
korelasyon katsayısı 0,86 gibi yüksek bir rakama tekabül etmektedir (Tablo
1).
Tablo 1. Enerji
İthalatında “Güvenilir” ve Dış Politikada “Dost” Ülkelerin Bağıntısı (2022)
A – Enerji ithalatının “olumlu” karşılanma oranı (%) |
B – Türkiye’nin “dostu” olarak kabul oranı (%) | |
Azerbaycan | 66 | 55 |
Irak | 34 | 16 |
İran | 32 | 16 |
Katar | 31 | 32 |
Rusya | 30 | 21 |
Suudi Arabistan |
24 | 23 |
ABD | 11 | 14 |
Not: “A” sütunu KONDA araştırmasına, “B” sütunu ise KHÜ araştırmasına dayanmaktadır.
Burada yapabileceğimiz çıkarım, Türkiye’de enerji
ihracatçısı ülkelere yönelik güvenilir enerji tedarikçisi algısı ile o ülkelere
yönelik genel dış politika algısı arasında bariz bir bağlantı ve zamanlama
bağlamında bir senkronizasyon olduğudur. İnsanlar dış politika açısından “dost”
ülkelerin enerji tedariği ve enerji ticareti sürecinde de daha “güvenilir”
ülke olacakları görüşünü taşımaktadır. Bu görüş insanların eğitim ve çalışma
durumu, kırsalda veya büyük kentlerde yaşaması, araştırmaya katılanların yaşı,
dini ve etnik kimliği gibi etkenlere göre belli düzeyde değişim gösterebilir. Örneğin,
KONDA araştırmasında etnik kökeni Türk ve Kürt olanlar Rusya’dan enerji
ithalatı ile ilgili birbirine daha yakın oranlarda olumsuz görüş yüzdesine
sahipken (%44 ve %46), Azerbaycan’dan enerji ithalatına Türk kökenliler %16
olumsuz, Kürt kökenliler ise %26 oranında olumsuz görüş belirtmiştir. Benzer
farklılıklar ateist ve dindar, genç ve yaşlı, ev kadını ve çalışan katılımcılar
arasında gözlemleniyor. Genç nüfusun enerjide dışa bağımlılık konusunda
görüşleri Türkiye ve AB ülkeleri arasında da farklılık gösteriyor. Enerji
tedarikçisi olan ülkeler ile ilgili farklı toplumsal grupların farklılaşan
algıları ülkelere yönelik genel dış politika tutumlarında da gözlemlenebilir.
Dış politika algılarının enerjide dışa bağımlılık veya tedarikçi ülkelerin
güvenilirliğine projeksiyonu enerji tedarikinin ve ticaretinin spesifik
özellikleri göz önüne alındığında yanıltıcı olabilir. Çünkü enerji ithalatçısı
ülkeler ile enerji ihracatçısı ülkeler arasında fiyat, hacim, transit
koşulları, enerji varlıkları ve altyapıları üzerinde sahiplik konularında açık
ve bazen kamuoyuna yansımayan anlaşmazlıklar sıklıkla yaşanmaktadır.
Tabii ki, enerji tedarik süreci ile dış politika
ilişkilerinin dinamikleri farklıdır. Ama enerji ithalatçısı ülkenin iç
kamuoyunda enerji ihracatçısı ülkeye yönelik “güvenilir tedarikçi ülke” algısının
varlığı reel politik açısından tamamen sonuçsuz bir inanış olarak da
değerlendirilemez. Çünkü bazen enerji ihracatçısı ülkeler enerji ithalatçısı
ülkelere yönelik enerji politikası kararlarında hedef ülkenin toplumsal
dinamiklerini ve kamuoyundaki algıları da göz önünde bulundurarak hareket
edebilirler. Hedef ülkenin iç kamuoyunda ihracatçı ülkeye yönelik pozitif
toplumsal algı varsa, bu olgu bazen enerji anlaşmazlıklarının çözümünü
hızlandıran etkenlerden birisi olabilir. Ama diğer taraftan da enerji
ihracatçısı ülkenin hedef (ithalatçı) ülkeye yönelik enerji politikası
adımlarının tutarlılığı (örneğin, enerji sevkiyatının tüm anlaşmazlıklara
rağmen devam ettirilmesi), hedef ülkenin kamuoyunda enerji ihracatçısı ülkenin
güvenilirliği ile ilgili algıyı güçlendirmektedir. Yani burada bir tür
karşılıklı etkileşim bağı söz konusudur.
Örneğin, Avrupa Komisyonu tarafından 2022 yılı Aralık ayında
açıklanan “Eurobarometer” anket çalışması (26337 denek ile
bilgisayar destekli web görüşmesine [CAWI] dayalı) sonuç raporunda deneklerin
tepkileri ölçülen “AB, mümkün olan en kısa sürede Rus gazı ve petrolüne
olan bağımlılığını azaltmak için adımlar atmaya devam etmelidir” argümanına
olumlu yaklaşan ve tam/kısmi destek verenlerin oranı Slovakya (%54),
Bulgaristan (%59), Yunanistan (%63) ve Macaristan (%64) gibi ülkelerde diğer AB
ülkelerine göre (ortalama %82) daha az olmuştur. Bu
dört ülkeden ikisi Ukrayna savaşının ardından yaşanan “enerji savaşı”na,
Rusya-AB dış politika denkleminde yaşanan enerji odaklı karşılıklı restleşmelere
rağmen Rusya’nın doğal gaz ihracatını devam ettirdiği ülkelerdir. Macaristan,
Türk Akımı boru hattı üzerinden, Slovakya ise Ukrayna transitli Urengoy-Pomari-Ujgorod
boru hattı üzerinden doğal gaz almaya devam ediyorlar. Rusya’nın bu ülkelere
yönelik doğal gaz sevkiyatını devam ettirmesinde jeopolitik, dış politika, ekonomik,
ticari motivasyonların yanı sıra bu ülkelerin iç siyaset ve toplumsal desteğini
kaybetmeme güdüsü de etkili olabilir. Benzer güdü Rusya’nın Türkiye’ye yönelik
enerji politikası adımları için de kısmen geçerli olabilir. Yani enerji ithalatçısı
ülke içinde enerji ihracatçısı ülkeye yönelik “güvenilir enerji tedarikçisi”
algısı ile ihracatçı ülkenin hedef ülkeye yönelik enerji politikası ve dış
politika davranışı arasında bir etkileşim söz konusudur.
Toplumda ülkenin enerji sistemiyle ilgili mühim kırılganlıkların
nasıl görüldüğü o ülkenin enerji güvenliği algılarını şekillendiren önemli
etkenlerdendir (Sovacool, 2011). Örneğin, Avrupa’da Rusya’dan ithal edilen
doğal gaza bağımlılıkla ilgili oluşan hassasiyetler, benzer şekilde enerjide
dışa bağımlı olan diğer bölgelerin ülkelerine göre daha farklı enerji güvenliği
algıları oluşturuyor. Enerji güvenliği ile ilgili toplumsal algılar, devletin
enerji politikalarının bağlamını ve söylemini, enerji alanında karar alma
süreçlerini etkileyebilir. Bu etkileme enerji karışımının (energy mix) farklı
kombinasyonlarında belirli enerji kaynağı veya enerji ihracatçısı ülke lehinde veya
aleyhinde stratejik seçim yapmaya yönelik olabilir. Ülkelerin enerji güvenliği politikaları
ve stratejileri ülkedeki ekonomik büyümenin enerji talebi üzerindeki etkisi ve
enerji arzına erişimin fizibilite göstergeleri gibi “gerçekler”in yanı sıra,
toplumdaki enerji güvenliği risklerine yönelik algılar gibi soyut kavramlara da
dayanıyor. Enerji güvenliği konularında uzun vadeli kararlar almak için
kamuoyundaki “güvenilir enerji tedarikçisi”, “en uygun enerji kaynağı” ve salt
dış politika algılarını dikkate almak bazen zaruri olabilir. Kamuoyundaki
enerji ve dış politika eksenli ve birbiriyle ilintili algıların fosil yakıtlar
ve yenilenebilir enerjinin yanı sıra nükleer enerji politikaları için de kritik
öneme sahip olduğu unutulmamalıdır.
Kaynakça
1. KONDA Araştırma ve Danışmanlık A.Ş. Türkiye’de Enerji Tüketimi ve Ekonomi Araştırması. Eylül 2022. https://konda.com.tr/rapor/173/turkiyede-enerji-tuketimi-ve-ekonomi-arastirmasi
2. M. Aydin, M. Çelikpala, S. Akgül-Açıkmeşe, E. Canan-Sokullu, S. Güvenç, Ö. Şenyuva, S. KayaSönmez, Kantitatif Araştırma Raporu: Türk Dış Politikası Kamuoyu Algıları Araştırması 2022, İstanbul, 08.09.2022, Kadir Has Üniversitesi Türkiye Çalışmaları Grubu, Global Akademi, Akademetre. https://www.khas.edu.tr/wp-content/uploads/2022/09/TDP_2022_TUR_FINAL_05.09.2022.pdf
3. EPDK. Doğal Gaz Piyasası Yıllık Sektör Raporu 2021. https://www.epdk.gov.tr/Detay/Icerik/3-0-94/dogal-gazyillik-sektor-raporu
4. European Commission. December 2022. Flash Eurobarometer 514. EU’s response to the war in Ukraine. https://europa.eu/eurobarometer/surveys/detail/2912
5. Sovacool, B. K. (ed). (2011). The Routledge Handbook of Energy Security. Routledge.
Dr. Öğr. Üyesi Kenan Aslanlı, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi (AYBÜ), Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesidir. İran Araştırmaları Merkezinde (İRAM) enerji ve politik ekonomi konularında uzman olarak çalışmalar yapmaktadır. 2016 yılında Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümünde (İngilizce) başladığı doktora programını Rusya’nın dış enerji politikası ve enerji anlaşmazlıklarını konu alan tezini 2022 yılında savunarak tamamladı ve doktor (PhD) unvanı aldı. Bremen Üniversitesi Doğu Avrupa Araştırmaları Merkezinde (Forschungsstelle Osteuropa) araştırmacı (Almanya), Viyana BFI Uygulamalı Bilimler Üniversitesinde ise misafir öğretim görevlisi (Avusturya) olarak bulundu.
Bu yazıya atıf için: Kenan Aslanlı, “Türkiye’de Güvenilir Enerji Tedariği ve Dış Politika Algısı Arasındaki Senkronizasyoni”, Panorama, Çevrimiçi Yayın, 22 Şubat 2023, https://www.uikpanorama.com/blog/2023/02/22/es/
Telif@UIKPanorama. Bu yazının tüm çevrimiçi ve basılı telif hakları Panorama dergisine aittir. Yazıda yer verilen görüşler yazarına/yazarlarına aittir. UİK Derneğini, Panorama Yayın Kurulunu, dergi editörlerini ve diğer yazarları bağlamaz.